Türkiye’nin dış politikasındaki sertlik




Türkiye dış politika da son dönemler de İsrail,Kıbrıs Rum kesimi ve son olarak Suriye karşısında sertlik yanlısı politika izledi.
İsrail karşılık olarak Mavi Marmara’yı vurdu,ardından Rumlarla Akdeniz’de gaz aramaya başladılar.
Rumlar uyarılara rağmen sondajı vurdu.
Suriye’de Esad rejimi reformlara ve istifaya yanaşmadığı gibi,Türkiye’ye rest çektiler.
Ayrıca o dönemler Suriye tarafından  de tehdit içerikli cevaplar verildiği haberleri konuşuldu.
Türkiye Batınında desteği ile Suriye’ye karşı tehdit içerikli çıkışlar yaptı.
Muhaliflere kapıları açıp destek verdi.
Suriye Rusya’dan aldığı füzeleri Türkiye’ye çevirdi.
Ardından füze kalkanına karşı çıkan İran ABD üsleri ve füze kalkanını vurmakla tehdit etti.
Rusya’dan da benzer haberler geldi.
Bu süreç içinde Çin açıkça İran’a karşı saldırıda 3. Dünya savaşı pahasına İran’a destek olarak savaşacağı kararını açıkladı.
Bölge ısındıkça komşu ülkelerle sorun  yaşayan Türkiye olası  bir ateş çemberinin ortasında kalma ihtimaliyle karşı karşıya geldi.
Füze kalkanı projesi nedeniyle Rusya ve İran’ın tepkileri Türkiye’ye yönelmiş,ve olası bir savaş senaryosunda ateş çemberinin içinde kalmakla yüzleşebilecek Türkiye’nin müttefiki ABD ve Nato neden sessiz kalıyor?
Neden kimse çıkıp da İsrail’i savunduğu gibi Türkiye’yi savunmadı?
Demek ki Batının ipiyle kuyuya inilmez.
Kimse Türkiye’yi kullanamamalı.
Türkiye kendi gücü ve ittifaklarını masaya koyup düşünerek, ona göre davranmalıdır.
Bırakalım İsrail,İran,Rusya’yı Suriye’nin füzelerine karşı önlem alabilecek,caydırıcı bir askeri gücümüz var mı?
Yoksa daha unutmayalım ki güçlü ittifaklar ve bürokrasiyi destekleyecek bir silah gücü olmadan dış politika sert çıkışları kaldırmaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AĞLAMA DUVARINDA TÜRK PAŞALARI

Milli istihbarat teşkilatı tarihi

Oto karşılaştırma Fiat linea 1.3 multijet, cilo seymbol 1.5 DCI, Hyundaı accent era 1.5 VGT CRDI